Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ I ŞEHRİN İMÂR VE İNŞASI (2) ŞEHİR TATLI OLSUN

Horasan’dan Anadolu’ya I SEYYİD HARUN VELÎ
ŞEHRİN İMÂR VE İNŞASI (2) ŞEHİR TATLI OLSUN

 

İmar ediliyordu şehir huzur içinde,

Hudutsuz neş’e vardı çalışanın hepsinde.
Yiyecekler gelirdi etraftan kağnılarla,

Herkes bol bol yer içer, doyunurdu bunlarla.

Kimse bilmek bunların nereden geldiğini,

Anlamazdı Allah’ın, Hârûn’a verdiğini.

Çeşit çeşit nimetler o kadar bol olurdu,

Tatlı yiyeceklerden helva bol bulunurdu.

Helvanın bolluğunu gördükçe çalışanlar,

Kendi aralarında bir lâtife yaparlar:

“İnşaatın harcına helvadan da konulsun,

Seyyid Hârûn’un şehri helvadan tatlı olsun.”

Çalışanlar arada böyle şaka ederdi,

Canla başla çalışıp yorulmak bilmezlerdi.

Kırk gün böyle çalışıp duvarı yükselttiler,

Seyyid’in emri ile biraz ara verdiler.

O anda inşaattan vazgeçildi sandılar,

“Çalışalım” diyerek, Seyyid’e yalvardılar.

Fakat Seyyid, “Birkaç gün ara verilsin” dedi,

Bu arada yapılan yeri görmek istedi.

Hârûn Velî, kalâ da inceleme yapardı,

Yanında Akça Baba, Nasipli Baba vardı.

Gördüler ki kal’anın bedeni yükseliyor,

Yeni kurulan şehrin semtleri beliriyor.

Cami inşaatı da ilerlemiş bir hayli,

Allah-ü Teâlâ’ya şükretti büyük velî.

Önce doğru imândır, insana lazım olan.

Ancak Ehl-i Sünnettir, Cehennemden kurtulan.

Dalâlet fırkaları insana rehber olmaz,

Ehl-i Sünnet dışında doğru iman bulunmaz.

Seyyid Hârûn Velî bir Ehl-i Sünnet rehberi,

Ki, mübarek ceddidir, iki Cihan Serveri.

Akça Baba’nın sırtı çalışmaktan yanaydı,

Hârun Velî. Akça’nın sırtını sıvazlardı.

Akça Baba her zaman omuzu ağrıyınca,

“İyileşiyor” derdi, “Seyyid sıvazlayınca.”

Bir yeri incinirse işçilerden bbirinin,

Sıvazlaması ile geçer Hârûn Velî’nin.

Birinin sırtı taş ve kireçten yara olsa,

Biiznillah geçerdi Hârûn Velî dokunsa.

 

DEVAM EDECEK…. /……

16.11.1993

 

Dosyalar