SEYDİŞEHİR RAPORU - 8 I MADEN-İŞ TESCİLLİ KATİL BİR KURULUŞTUR

                SEYDİŞEHİR RAPORU - 8

                MADEN-İŞ TESCİLLİ KATİL BİR KURULUŞTUR

                Mustafa Özbek, Türk-İş genel merkezinde yaptığı basın toplantısında şu açıklamayı yapmıştır:

                “Maden İş’in bugüne kadar yaptığı saldırılarda kaybettiğimiz arkadaşlarımızın sayısı; Biri Seydişehir’de, ikisi İstanbul’da, ikisi Ankara’da, ikisi Bursa’da olmak üzere yediye yükselmiştir.

                Bu arkadaşlarımızdan 26 Aralık 1976’de Maden İş militanlarınca öldürülen Hasan Kadıoğlu’nun davası sonuçlanmış, Maden İş militanı Celal Kılıç Trabzon Ağır Ceza mahkemesinde 24 yıl ağır cezaya mahkûm edilmiş, bu cezayı Yargıtay birinci ceza dairesi 16.8.1978  tarih ve 3136 sayılı kararıyla tasdik emiştir.

                Suçun şahsiliği ilkesine göre, yalnızca bir kişiye ceza verilmiş olsa da, mahkeme kararında olayın sendika rekabeti yüzünden meydana geldiğinin belirtilmesiyle Maden-İş’in bu cezadan sıyrılması mümkün değildir ve bu dava ile Maden-İş açık ve net olarak katil bir kuruluş sıfatını kazanmıştır. Diğer arkadaşlarımızın davaları da devam etmektedir. Onların da aynı şekilde sonuçlanması mümkündür. 19.12.1978

 

                DİSK, MADEN-İŞ’İN CHP’YE AÇIK TEŞEKKÜRÜ

                Ecevit-Tunç anlaşması olarak nitelendirilen Sosyal anlaşma uygulanmaya başladığı sıralarda DİSK’in CHP’ye karşı tavır aldığı görülüyordu. Zahirde böyle olmakla birlikte, esasta CHP’nin DİSK’i el altından güçlendirmeye çalıştığına dair vesikalar ortaya atılıyordu. İşçi çevrelerinde uyanan bir diğer kanaat ise Sosyal anlaşma Türk İş’i parçalamak için CHP’nin ortaya koyduğu fikirdi. Bunun için CHP yetkilileri işyerlerindeki DİSK’i söz sahibi yapabilmek için var gücüyle çalışıyordu.

                Nitekim DİSK, Maden-İş 15. Bölge temsilciliği yayınladığı bir bildiri ile Ecevit hükümetinden destek gördüklerini itiraf ediyor ve CHP’ye aleni teşekkürde bulunuyordu. Maden-İş bildirisinin alakalı kısmı aynen şöyle:

                Bu kazanımda Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Deniz Baykal’ın, CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ’ın, Konya Milletvekillerinin, CHP ilçe örgütünün, CHP gençlik kollarının OMUZ OMUZA verdikleri çabaların payı büyüktür. Bu fedâkarlıklarından dolayı teşekkürü borç biliriz. 09.08.1978

 

                TEHLİKELİ YOL

                MİSK Genel Başkanı Ömer Faruk Akıncı, düzenlediği basın toplantısında, Ecevit iktidarında zirvede seyreden anarşi ve alt üst olan iş hayatı konusundaki görüşlerini şöyle açıklıyordu:

                Ecevit iktidarında anarşinin durumu nedir?

                Düne kadar ülkemizde 3566 anarşik olay olmuştur.

                Yani anarşi devam etmektedir.

                Ölü sayısı kaça ulaşmıştır?

                Düne kadar öldürülenlerin sayısı, 734’dür. Bunun 408’i öğrenci, 19’u öğretmen, 18’i bekçi, polis, 3’ü er ve Astsubay, 2’si hakim ve savcı, 222’si çeşitli meslekten veya işsiz, 62 tanesi işçidir.

                Yani cinayetler devam etmektedir.

                2023 adet bombalı saldırı hareketi olmuştur. Ecevit iktidarı süresince bu olayların 157’sinde güvenlik kuvvetleri saldırıya uğramış, 713’ünde öğrenciler çatışmıştır.

                Yani saldırılar devam etmektedir.

                Düne kadar tahrip edilen otomobil sayısı 200’dür.

                Yani tahribat da devam etmektedir. (Bu rakamlar 12 Ekim 1979’dan iki ay önce)

                O halde nerede kaldı bu iktidar başının sözleri, demeçleri?

                Biz söyleyelim: Havada!

                Hükümet tarafgirdir. Ve tarafgirliğine ait cümle belirtileri ortadadır. Ecevit hükümetinin bu tutum ve  durumunu ortaya koyduktan sonra günün aktüel konusu olan toplumsal anlaşma deyimine bir kere daha temas edeceğim.

 

                TOPLUMSAL ANLAŞMA İŞÇİYE İHANETTİR          

                Toplumsal anlaşmanın yapıldığı gün söylemiştim. “Bu anlaşma işçiye ihanettir” demiştim. Tekrar ediyorum işçiye yalnız ihanet değil, bu anlaşma sonucu işçi üzerinde yapılan spekülasyonla işçi satılmaya kalkışılmış ve Halil Tunca yaptığı işin faturası senatör yapılarak ödenmiştir.

                Toplumsal anlaşma bir başka deyişle toplumsal ihanet, özel teşebbüsle kamu sektörü arasında bir uçurumu kendiliğinden getirmiştir. Kamu sektöründe çalışanların ücretleri dondurulup dar çerçevede mütalâa edilirken, özel sektörde ücretler, alabildiğine gelişmekte bu da özel kesimde gücü olmayan Türk-İş’i zor durumda bırakmaktadır. Bildiğimiz üzere özel kesimde MİSK ve DİSK dışında sendikal hareket yoktur. Şimdi oynanan oyun Türk-İş’i bitirmek, işçisini DİSK’e kaydırmak olarak şekillendiğine göre, Ecevit Hükümeti, Halil Tunç’un işçiye ihanetinden faydalanmanın, Türk İş’i DİSK potasında eritmenin hazırlığı içindedir.

 

                ECEVİT TÜRKİYE’Yİ SOSYALİST İDAREYE ZORLUYOR

                Gene bu hükümet (Ecevit Hükümeti) isali ancak diktatoryal ülkelerde görülen bir uygulamayla sözlü ve yazılı basına el koyma özlemi içindedir.

                Biliyorsunuz Anadolu Ajansı bir gece baskınıyla CHP’nin eline geçmiştir.

                TRT ise, yeni bir uygulamayla işine geleni haber niteliğiyle değerlendirecek, işine gelmeyende ise “haber niteliği yoktur” diye noktalayabilecektir. Bu yetki, yönetim kurulunun bu davranışı kanunlar ve hürriyet kavramının değerlendirilmesine de ters düşmektedir.

                Türkiye’yi sosyalist blok tipi idareye zorlayanların, bu şeametli isteklerinin kursaklarında kalacağını da huzurlarınızda ifade etmek isterim.

                Bu, Ecevit’in parselasyon hükümeti öyle sanıyoruz ki, barış havariliğini unutup muhalefeti susturmak için, diktatoryal tedbirlere başvurmaktan çekinmeyeceğe benzemektedir. Bu yol tehlikeli bir yoldur.

                Ancak ne türlü tedbir alırlarsa alsınlar, milletin iradesini temsil etmedikleri sürece, Ecevit hükümetinden bir şey beklemediğimizi teyiden ifade ederiz. İflasın eşiğine gelmiş olan Türk ekonomisini batırmak için her yolu deneyen CHP iktidarı, dış basında Türkiye aleyhine söylenenleri ve yazılanları bir gün bu milletin başına mı getirecektir? 11 Ağustos 1978

 

                SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ – 23 MART 1980

Dosyalar