SEYDİŞEHİR RAPORU - 6 I TERÖR VE ANARŞİ KUNDAKÇILIĞI

            SEYDİŞEHİR RAPORU I 6

 

                Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nde Anayasa ve İş hukuku çiğnenerek, DİSK’in hakimiyeti kurulmak istenmektedir. Bu hakimiyeti sağlayabilmek için, iş yerinde tam yetkili olan Türk-İş’e bağlı Türk Metal Sendikası’na kayıtlı işçiler silah zoruyla fabrika içinde ve fabrika dışında tehdit edilmektedir. Geçtiğimiz hafta Konya Ereğlisi’ne ait otobüslerle silahlı komünist militanlar Seydişehir’e taşınmıştır. Bunlar, Kaymakamın, Savcının itiraz edilmelerine rağmen gerekli tedbirler alınmadığından, aksine güvenlik kuvvetleri tarafından korunduğundan, işçileri, silahla sopayla sürükleyerek DİSK’e bağlı Maden-İş’e götürmüşlerdir. Burada işçiler soyulmuş, dövülmüş, işçi kartları zorla ellerinden alınmıştır. Kaymakam devlete sahip olacak yerde Seydişehir’de anarşiye sahiptir, olayların bizzat tertipçisi devlet memuriyeti şuurundan mahrum olan kaymakam ve savcıdır. Savcı, Seydişehir’de anarşinin babasıdır. Cumhuriyet Savcısı olması gereken bu zat Türk adliyesi için bir utanç adamıdır.

 

                MEZALİM HAREKETLERİ YAŞANINCA ÖĞRENİLİR

                DEVLET ANARŞİYE MAĞLUP EDİLMİŞTİR

                Kendisine bu durumu şikayet eden işçileri militan Sivil Savunma uzmanına göndermiştir. Sivil Savunma uzmanı fabrikaya yerleştirilmiş, anarşist komünistlerle birlikte işçileri dövmüş, dövemediğini tehdit etmiştir. İşçiler tekrar savcıya gittiklerinde, savcının cevabı yalnız kendisini değil, sülalesini kızartacak kadar haysiyetten mahrumdur. Savcı Cumhuriyeti temsil eder, devleti temsil eder, kanunu temsil eder… Ama anarşinin, anarşistlerin ve CHP iktidarının uşağı olan bu savcı, şahitler önünde, olayı bizzat yaşayanların önünde aynen “Yaşamak için DİSK’e bağlı Maden-İş’e üye olun. Sizin iş hayatınızın devamı ancak DİSK’e geçmekle mümkündür. Sizin sol karşısında ne gücünüz olabilir?” demiştir.

                Bu savcı başta olmak üzere, vicdanını anarşiye kiralamış, meslek hayatını unutmuş bütün devlet memurlarının Türkiye’de Hakkın ve hakikatin gücünü görecekleri gün çok yakındır. Seydişehir savcısını vazifeyi suiistimal suçundan, zulüm ve işkencelere alet olmaktan, adaletin demir yumruğunu beyninde hissetmekten efendileri de kurtaramayacaktır.

                Bu olay Seydişehir’de devletin sahipsiz kaldığının delilidir. Olayı yerinde inceledik ve durumu Cumhurbaşkanına, Başbakan Vekili ve İçişleri Bakanı’na, devletin anarşiye mağlup edildiğini bildirdik. Adalet Bakanı ve Müsteşarına anarşistlere seyirci kalındığını, bu duruma son verilmezse Seydişehir’de çok tehlikeli olayların olabileceğini yazdık..

                Türkiye, Ecevit’in gölgesinde zulüm, haksızlık ve suiistimal yapanların çiftliği değildir. Türkiye hukuk devletidir. Ortaçağ işkencesi kafasıyla devleti tahrip edenleri Meclis kürsüsünden de teşhir edeceğiz. Zaman Türk devletinin gücünü bütün hainlere gösterecektir. 20 Aralık 1978

 

                TERÖR VE ANARŞİ KUNDAKÇILIĞI

                18 Aralık 1978 günü bir basın toplantısı düzenleyen Türk Metal-İş Genel Başkanı Mustafa Özbek’in Seydişehir’le ilgili sözleri şöyledir:

                “Sendikamızın yetkili bulunduğu ve dana 4 ay önce sözleşmesini imzaladığımız Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nde bizzat Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Deniz Baykal’ın bilgileri dahilinde Sendikamız yönetici ve temsilcilerinden 100’ü aşkın kişi ihbarsız, tazminatsız, disiplin kurulundan geçirilmeksizin işten kovulmuştur. Kovulmaya devam edilmektedir.  Bunlardan bir kısmı İl Hakem Kurulu’nda görevlerine iade edildiği halde işbaşı yaptırılmamış, açlık ve sefalete terk edilmiştir. Toplu iş sözleşmesi Amir hükümleri uyarınca askerden dönen işçiler tekrar başlatılmamış, buna karşılık tesislere TKP’li 200 Maden-İş ve İGD militanı işe alınmıştır. Bu militanlar halen hiçbir iş yapmamakta, ellerinde sopa ve demir çubuklarla tesislerde dolaşmakta, işçileri zorla Maden İş’e kaydettirmekle meşgul olmaktadırlar.

                Bu militanlar Maden İş’e kayıt olmayan işçilere topluca saldırmakta, suç işlemediği halde yalancı şahitlerle suç işlemiş durumuna sokularak tevkif ettirilmektedir. Seydişehir tesislerinde toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak, akit sendika olmamıza rağmen saha içindeki ilan tahtalarımız indirilmiş, yerine Maden-İş’in ilan tahtaları asılmıştır.

                7 bin işçinin üyesi bulunduğu ve piyasa fiatlarından asgari yüzde 20 oranında ucuz alış veriş yaptığı Tüketim Kooperatifimiz tesis içinde binasından dışarı çıkarılmış, mevcut hayat pahalılığı karşısında işçiye yapılan çok önemli bir hizmet ortadan kaldırılmıştır. Cari sözleşmeye aykırı olan bu durum mahalli mahkemeye tesbit ettirilmiş, kanuni yollara başvurulmuştur. Hükümet programında kooperatifçiliği geliştireceğini, kooperatiflere yardım edeceğini vadeden, hayat pahalılığını yeneceğini, ülkeye ucuzluk getireceğini söyleyen Ecevit İktidarı döneminde işçi hakları gerilemiştir. Tüketin kooperatif binası tayin ettiği memurlar tarafından işçinin elinden alınmıştır.

 

SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ  - 21 MART 1980

 

Dosyalar