SEYDİŞEHİR RAPORU - 2 I SEYDİŞEHİR’DE İŞÇİ HAREKETİ

        SEYDİŞEHİR RAPORU I 2 
        SEYDİŞEHİR’DE İŞÇİ HAREKETİ
 
        1967 yılında temeli atılan Etibank’ın Alüminyum tesisleri, 7 yıllık bir kuruluş devresinden sonra işletmeye açılarak üretime başlamıştır. Tesisin temellerinin atılmasıyla birlikte İşçi hareketi de başlamış, 3-4 sendika birden kurulmuştur. Bu sendikaları işçi olmayan taşaron, öğretmen ve öğrenciler kurmuş 1974 yılına kadar da birbirleriyle mücâdele etmişlerdir. 1974 yılında İse bir çıkar şebekesi hâlindeki bu sendikaların birleşmesi düşünülmüş, birleşmeyi temin edecek kongre 17 Eylül 1974 günü açılmıştır. Bu kongrede aşın solcuların desteğine sâhip bir öğrenci olan Vural Yıldırımoğlu grubu, çevre 11 ve İlçelerden getirdikleri İşçi olmayan militanların gücüyle diğer grupları kavga-gürültü İle sindiserek sendikayı ele geçirmişlerdir. 
 
        Talebe olaylarında epeyce bir tecrübeye sâhip olan ve hatta İstanbul Edebiyat fakültesinde öldürülen Yusuf İmamoğlu adlı milliyetçi talebenin kâtlli olarak bilinen V. Yıldırımoğlu’nun baskı İle kongreyi alması, işçiler arasında endişe ile karşılanmıştır. Bu görüşe sâhip İşçiler karşısında V. Yıldırımoğlu ve arkadaşları rahatsız olmaya başlamış, kendilerine karşı olanları susturmak İçin kaba kuvveti seçmişlerdir, ömründe bir gün bile işçilik yapmamış V. Yıldınmoğlu’nun İşçi hak ve menfaati yerine politik amaç güttüğü görülmüştür. Talebe sendikacı V. Yıldırımoğlu ayrıca, talebeliğinde öğrenciler üzerinde yürüttüğü marksizme şartlandırma savaşını, bu defa Tesislerde açmış, şçiler üzerinden yürütmeye kalkmıştır. Bâzı İşveren vekili yöneticileri de yanına alarak yürüttüğü «İşçileri marksizme şartlandırma çalışmaları” yine işçiler tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
 
        Artan sendika baskısı karşısında «öncelikle İnsan hak ve hürriyetlerine ve sonra İşçi haklanna kavuşmak» istediklerini bildiren Seydişehir İşçilerinin sendikamıza başvurması üzerine Türk-İş ve Sendikamız Türk Metal yetkilileri ortak bir toplantı yapmışlar ve Seydişehir’de Türk Metal’in bir şubesinin açılmasını kararlaştırmışlardır. 
 
        Özgür Alüminyum-lş sendikası yöneticileri Türk Metal’in kuruluşu ile blrllkte, üyeleri olan Seydişehir işçilerini, Çağdaş Metal-İş’in yaptığı gibi, işçiyi DİSK’e satıp, büyük şehirlere yerleşmeyi, satış işlemi yapılıncaya kadar da kuvvet ve baskıya devam etme kararı almışlardır.  Bir yandan taşlı, sopalı ve zincirli saldırılarla Türk Metal üyelerini yıldırmaya çalışırken, bir yandan da yayınladıkları gazetelerinde zaman zaman küfrettikleri, işçiyi sömürdüğünü iddia ettikleri DİSK ve Maden-İş’le temas kurmuşlardır. Bu temas sonucunda V. Yıldırımoğlu henüz sendikası Özgür Alüminyum-İş’i DİSK’e iltihak ettirmeden, DİSK’e ve bağlı sendikalara hiç üye olmamışken, Kânun, tüzük ve yönetmeliklere aykırı olarak DİSK Genel Başkan Yardımcılığı’na getirilmiştir. Hukuk dışı bir kararla, antidemokratik usullerle seçimsiz DİSK Genel Başkan Yardımcılığı’na getirilen V. Yıldırımoğlu, kendisine bu ünvânı veren DİSK’e borcunu ödemek için kim bilir daha üzerlerine ne gibi pazarlıklar yatığı Seydişehir işçisini satmak üzere sendikanın kongresini 6 Temmuz 1975 günü nisaplı 13 Temmuz 1975 günü de nisapsız toplantıya çağırmıştır. 
 
        Vural Yıldırımoğlu’nun Seydişehir işçisini DİSK’e bağlı Maden-İş sendikasına satmak için olağanüstü kongre kararı alması Türk-İş ve DİSK taraftarlarını birlikte sevindirmiştir. Vural’ın DİSK’e iltihak gündemine karşı Seydişehir işçilerine gündemin değiştirilerek “Türk-İş’e bağlı Türk Metal’e iltihak” teziyle çıkma alternatifi doğmuştur. Bunun için de her iki taraf kongre gününü beklemeye başlamışlardır.
 
        Nisaplı kongre günü 7 bin işçi kongreye geldiği halde işçinin gücünden ve irâdesinden korkan Özgür Alüminyum İş Başkanı V. Yıldırımoğlu ve arkadaşları kongreye gelememişlerdir. İşçiler de sabahtan akşama kadar bekledikleri yöneticilerin salona gelmemesi üzerine, gelmeyen yöneticilerini kınayan konuşmalar yapmışlar, özgürlük ve demokrasi havarilerinin kongreden kaçmalarını lânetlemişlerdir. İşçilerin bu davranışlarından sonra iyice çılgına dönen Özgür Alüminyum İş sendikası yöneticileri baskıyı daha da artırarak Konya, Ankara, İstanbul, Bursa, çevre il ve ilçelerden militan yardımları istemişlerdir. 
 
        13 Temmuz 1975 gününe kadar binlerce aşırı solcu ve sabıkalı anarşist Seydişehir’e dolmuştur. Bu arada, bir hafta boyunca da boş durmamışlar, işletme çıkışı kapıları her gün tutularak, yüzlerce işçiyi taş, sopa, zincir, bıçak ve silahla yaralamışlardır. 
 
        13 Temmuz nisapsız kongre günü Kaymakam İbrahim Turanlı’nın gayri hukûki ve çarpık bir zihniyeti ile karşılaşılmıştır. Kongre salonuna DİSK ve Türk-iş taraftarlarından yalnız 1300’er kişi alınacağını ve kongreyi öyle yapacaklarını söylemiştir. Bu hukuk dışı karara karşı işçiler büyük çapta  itirazda bulunmuş, bu itirazlar üzerine de oy kullanarak salondan çıkan kadar işçinin oy kullanmak üzere salona açıklanacağının açıklanması üzerine itirazlar durmuş, kimlik tesbiti ve arama sonucu Türk-İş ve DİSK taraftarı işçiler salona alınmaya başlamıştır. Halen Beyşehir’in Mutlu köyünde öğretmenlik yapan TÖB-DER üyesi Mehmet Fakir, CHP Gençlik kolları başkanı Adnan Bozgeyik, Alüminyum Tesisleri’nde devlet memuru olarak çalışan TÜTED üyesi Mühendis Osman Kurtoğlu, Konya’nın tanınmış aşırı sol militanlarından sabıkalı anarşist Şafak Örs ve buna benzer, dışardan getirilmiş, işçi olmayan yüzlerce militan Alüminyum İş’in verdiği sahte kimlik belgeleriyle kongre salonuna girmişlerdir. Dışardan getirilen militanlarla beraber DİSK yanlısı işçinin Bin’i bile bulmaması üzerine Türk-İş yanlısı İşçiler Kaymakama başvurmuşlar ve “Salon dolmadı. 1300 kişiyi bile bulamadılar. Müsaade ederseniz bizlerde salona girmek istiyoruz” demişlerdir. Kaymakam önce bu isteği reddetmişse de, salonun asayişini temin etmekle görevli güvenlik güçlerinin de işçilerin bu görüşüne katılması üzerine, bir kısım Türk-İş yanlısı işçi daha salona alınmıştır. Salonun dolması ile sendikanın DİSK’e ilhakının yapılamayacağını anlayan Vural Yıldırımoğlu dışardan getirdiği, işçi olmayan militanları kışkırtarak, bağırıp çağırmış ve salonda güvenliğin tehlikeye girdiği intibaını verdirmeye çalışmıştır. 
 
        Aslında minâre çalınmış kılıf hazırlanmıştı. O zamanki Milli Eğitim Bakanı Mustafa Üstündağı’ın Halk Eğitim Müdürü yaptığı, Özgür Alüminyum İş başkanı V. Yıldırımoğlu’nun sendika parası ile kurduğu ÖZ-KO adındaki tüketim kooperatifi sermayenin %10’unu vererek ortak vettiği ve kooperatif yönetimini eline teslim ettiği Hüseyin Balıkçı adındaki öğretmen, kaymakam tarafından Hükümet komiseri olarak görevlendirilmiştir. İşte bu kayırma-doyurma ittifakı kongrenin açılışında Vural Yıldırımoğlu’nun imdadına yetişmiştir. 
 
        SEFA KOYUNCU I TÜRKİYE GAZETESİ  - 17 MART 1980
 

Dosyalar