Aşık Hüseyin Keleş - Seydişehir Postası I 2008

Aşık Hüseyin Keleş

 

Ketenli kasabasında, şâir öğretmen bir dostumuz var. Aşık Hüseyin Keleş; Isparta’nın Yenişarbademli ilçesinde 1984 yılında doğmuşum.İlköğrenimimin ilk 5 yılını Yenişarbademli Merkez İlköğretim Okulunda, 3 yılını da Gelendost İmam Hatip Lisesinde bitirdim. Şiire ortaokul yıllarında başladım. Yüksek öğrenimimi Niğde Üniversitesinde 2007 yılı Haziran ayında tamamladım. Şu an, Konya Seydişehir Ketenli İlköğretim  Okulunda Türkçe Öğretmenliği görevini yürütüyorum. Bazı dergi ve kitaplarda yayınlanmış şiirlerim bulunuyor. Şiirin daha çok hece ve kafiye etrafında gelişen türü ile meşgul olmaya çalışıyorum. Aşık tarzında edebiyatımızda bulunan değerli ustaların yolunu takip edebilmek gayesindeyim.”

 

        Ve bu değerli şâir öğretmen dostumuzdan, geçenlerde aldığım şiir:

        ANLAMADIM

 

   Herkes bizden selamını

Neden kesti anlamadım

İyi kötü kelamını

Neden kesti anlamadım.

 

Çok daraldım çok bunaldım

Gurbet elde dostsuz kaldım

Herkesin tuttuğu daldım

Rüzgar esti anlamadım

 

Zaman zaman yavaş yavaş

Kalmayacak hiç arkadaş

Gözlerimden süzüldü yaş

Doldu testi anlamadım

 

Boş odada kırkbeş adım

Kimse duymaz oldu yadım

Mecnunlara çıkar adım

Bana kastı anlamadım.

 

Aşık Keleş efkarlanma

Bir gelen olacak sanma

Zar eyleme boşa yanma

Herkes küstü anlamadım.

Aşık Hüseyin Keleş I Seydişeir

 

Hüseyin Hoca’yı çoktandır arayıp soramadığım için, şiirini okuyunca, doğrusu kendi payıma üzüldüm ve hemen klavyeye sarılıp, şunları yazdı:

Hüseyin Bey, bu güzel şiirindeki sitemde inşallah bize düşen pay çok değildir. Bildiğim kadarıyla Seydişehir – Ketenli kasabasında öğretmenliğe devam ediyorsun. Ketenli’ye çok kere gelmiştim. Yolları biraz yokuşlu ve dolambaçlıdır ama çok şirin bir kasabadır. Aklımda yanış kalmadıysa patatesi meşhurdur. Hatta orada patates nişastası yapan bir de fabrika vardı. Gezmiştim. Konya’ya taşınacağı söyleniyordu. Tabi yıllar önce….

Kim bilir neler neler değişti. Gerçi bu anlattıklarım senden çok, nostaljik olarak beni teselli eder. Ama olsun, biraz muhabbet etmiş oluruz.

Senin hece ölçülü, kafiyeli ve âşık tarzu güzel şiirlerini okuyor, gazetedeki köşede zevkle yayınlıyoruz. Şiirle, özellikle hece şiiriyle ilgili araştırmaların olursa memnuniyetle onları da yayınlarız. Çalışıp yeni yeni eserler ortaya koymamız her birimize yeni ufuklar açar. Bu arada Seydişehir Dostları Forumu’na  bir mesaj girmişsin. Ona da çok memnun oldum. Forumdaki Kuğulu resmi de bir harika öyle değil mi? “Kuğulu’da Akşam” diye güzel bir dörtlüğüm vardı. Seydişehir Postası’nın arşivlerindedir. Ha unutmadan, bu vesileyle Seydişehir Dostları Forumu’nun adresini verelim ki, dostların ilgi göstermesini bekleyeyim:

    Seyyid Harun Veli ve Muhammed Kudsî diyârı Seydişehir’in manevi havası da, coğrafi iklimi de çok güzel. Uzun yıllar orada yaşamış olduğum için kendimi şanslı addediyorum. Menakıbında okuduğuma göre, Seyyid Harun Veli’nin türbe ve camisinin bulunduğu mekânın ilk adı Çiğdem Tepesi imiş. Çiğdem Tepesi, ne kadar hoş… Hâsılı, Hüseyin Hoca, şiir olsun, düz yazı olsun, yazıp gönder, kendini sık sık hatırlat ki, bizler de seni unutmayıp, selamı eksik etmeyelim. Tabii ki bu işin latifesi ancak, gerçekten sık sık yazışalı ki sen de Ketenli’de garip kalma! Yeni çalışmalarını bekliyorum. Sana ve bütün dostlara İstanbul’dan gönül dolusu selamlar.

 

SEFA KOYUNCU I SEYDİŞEHİR POSTASI – 13 MAYIS 2008

 

 

 

 

Dosyalar